Kırmızı Başlıklı Kız
Kırmızı Başlıklı Kız Masalı
Bir varmış, bir yokmuş; evvel zaman içinde küçük bir kız yaşarmış. Annesi ona kırmızı bir pelerin almış ve kız bu pelerini o kadar çok severmiş ki onsuz hiçbir yere gitmezmiş. O kadar ki herkes ona “Kırmızı Başlıklı Kız” demeye başlamış.
Bir sabah annesi, “Kırmızı Başlıklı Kız!” diye seslenmiş. “Büyükannen hâlâ hasta. Ona yaptığım taze çörekleri götürür müsün?”
Kız hemen elbisesini giyip kırmızı başlıklı pelerinini takmış ve başlığını sıkıca bağlayarak yola çıkmış.
“Yolda dikkatli ol, Tavşan Ormanı’ndan geçerken sakın patikadan ayrılma!” demiş annesi. Tavşan Ormanı adını taşısa da uzun zamandır içinde hiç tavşan görünmezmiş. Kız bunun nedenini merak edermiş, ama o günün farklı bir hikâyesi varmış.
Kırmızı Başlıklı Kız ormana girdikten kısa bir süre sonra çalılardan gelen bir hışırtı duymuş. Derken bir kurt aniden karşısına çıkmış. Kız irkilmiş, elindeki sepet neredeyse düşecekmiş, ama kurt dostça gülümsemiş ve, “Nereye gidiyorsun küçük kız?” diye sormuş.
Kız cesurca cevap vermiş: “Büyükanneme gidiyorum. Ormanın sonunda, ilk evde yaşıyor. Hasta olduğu için ona çörek götürüyorum. Adım da ‘Kırmızı Başlıklı Kız’ bu arada.”
Kurt sinsi bir gülümsemeyle başını sallamış. “Ah, ne güzel! Sana bir iyilik yapayım. Ben hızlıca büyükannene gidip senin geldiğini haber vereyim. Ama sakın yolda vakit kaybetme, anlaştık mı?”
Kurt, Kırmızı Başlıklı Kız’ı daha fazla kandırmadan koşar adım ormanın derinliklerine doğru uzaklaşmış. Çünkü yakında bir oduncu varmış ve kurdun içgüdüleri, oduncunun tehlikeli biri olduğunu söylüyormuş. Bu yüzden planını uygulamak için hızlıca hareket etmesi gerekiyormuş.
Kırmızı Başlıklı Kız ise yolda çiçekler topluyor, kuşların şarkısını dinliyor ve kelebeklerin peşinden koşarak keyifle ilerliyormuş. O bu şekilde yavaş yavaş yürürken, kurt kestirmeden büyükannenin evine ulaşmış. Kapıyı tıklatmış.
“Kim o?” diye sormuş içeriden Büyükanne.
Kurt, sesini incecik yaparak, “Benim, Kırmızı Başlıklı Kız. Sana taze çörekler getirdim,” demiş.
“Kapı açık yavrum, içeri gir,” diye seslenmiş Büyükanne.
Kurt, hemen içeri dalmış ve büyükanneyi yakaladığı gibi elini kolunu bağlayıp dolabın içine gizlemiş. Daha sonra büyükannenin geceliğini giymiş, gözlüğünü takmış ve yatağa yatmış, kırmızı başlıklı kızın gelmesini beklemiş.
Biraz sonra Kırmızı Başlıklı Kız büyükannenin evine varmış ve kapıyı çalmış.
“Kim o?” diye sormuş kurt yumuşak bir sesle.
“Benim, Kırmızı Başlıklı Kız.”
“Kapı açık yavrum, içeri girebilirsin,” diye yanıtlamış kurt.
Kız kapıyı açıp içeri girdiğinde, içerisi karanlıkmış. Büyükannesinin yatağının başına gitmiş ama ona bir gariplik olduğunu fark etmiş.
“Büyükannem, kolların neden bu kadar büyük?” diye sormuş şüpheyle.
“Seni daha iyi kucaklayabilmek için” demiş kurt kurnazca.
“Peki ya kulakların neden bu kadar büyük?”
“Seni daha iyi duyabilmek için” demiş kurt.
“Gözlerin neden kocaman?”
“Seni daha iyi görebilmek için” diye yanıtlamış kurt, gülümseyerek.
Kız bir an duraksamış ve son sorusunu sormuş: “Peki dişlerin neden bu kadar sivri?”
Kurt kükreyerek yorganı bir kenara savurmuş. “Seni daha iyi yiyebilmek için!” diye bağırarak kırmızı başlıklı kızın üzerine atılmış. Kırmızı başlıklı kız o esnada bağırarak kaçmaya çalışmış, o sırada ormanın yakınında gezen ormancı kırmızı başlıklı kızın seslerini duymuş. Bir şeylerin ters gittiğini anlayarak büyükannenin evine doğru yönelmiş. İçeri girdiğinde hemen durumu anlamış: “Seni sonunda buldum, açgözlü yaratık!” diye bağırmış ve kurdu kırmızı başlıklı kıza zarar vermeden hemen oracıkta yakalamış.
Avcı, kurda güzel bir ders vermek için, kurdun ağzını açmış ve midesini taşlarla doldurup dere kenarına bırakmış.
Daha sonra kırmızı başlıklı kız ve ormancı dolaptan bazı sesler geldiğini fark etmişler. Dolabı açtıklarında büyükannenin elleri, ayakları ve ağzını bağlı şekilde bulmuşlar. Kırmızı başlıklı kız hemen büyükanneyi kurtarmış.
Büyükannesi çöreğini yemiş, Kırmızı Başlıklı Kız ve ormancıya teşekkür etmiş. Kırmızı başlıklı kız, eve dönerken ormandaki tavşanların birer birer saklandıkları yerlerden çıkıp tekrar oynamaya başladığını görmüş. Tavşan Ormanı yeniden tavşanlarla dolmuş ve Kırmızı Başlıklı Kız büyükannesine bir daha hiçbir kurda güvenmeyeceğine dair söz vermiş.
Kurda ne mi olmuş?
Kurt susamış ve su içmek için dereye yöneldiği gibi dengesini kaybedip suyun akıntısına kapılıp uzaklara gitmiş..
O günden sonra ormanda herkes huzur içinde yaşamış, tavşanlar da ormanın neşesi olmuş.