Evvel zaman içinde kalbur zaman içinde yanlız yaşayan bir kadın varmış. Bu kadın hep küçük bir kız çocuğunun olmasını istiyormuş.
Güneşli bir gün bahçede çiçeklerini sularken karşısına birden bir Peri çıkmış.
Neden ağlıyorsun diye sormuş.
Kadında ona hep bir kız çocuğum olmasını istiyorum bu konuda bana yardım edermisin demiş.
Peri ona bir tohum vermiş ve bu tohumu bir saksıya ek ve ona sevgini ver ve sonrasında ne olacağını görüceksin demiş. Güzel bir saksıya ek güneş görmesinide sağla demiş.
Kadın tohumu saksıya ektikten sonra çiçeğin büyümeisi bekledi onu hergün suladı.
Birgün çiçeği öptü ve çiçeğin ortadan ikiye ayrıldığını gördü ve içinden parmak kadar bir kız çocuğunun çıktığını gördü ve ona Parmak Kız adını koydu.
Çocuğu olduğuna çok sevinmişti.
Onun için ceviz kabuğuna bir yatak yaptı ve gül yapraklarıylada onu örttü.
Günlerini bir tabak suyun içinde yaprağa oturarak kayık gibi gezinirdi elindede bir adet at kılını kürek niyetine kullanarak bir uçtan diğerine gidip gelirdi.
Gecenin birinde ceviz kabuğunda uyurken camdan içeriye büyük bir kurbağa girdi ve parmak kızı çok beğendi onu oluna gelin yapmak için kucağına aldı ve göletine götürdü.
Onu nilüfer yaprağının üstüne koydu ve ordan kaçamayacağını biliyordu.
Parmak kız kurbağayla evlenmek istemiyor ve hüngür hüngür ağlıyordu.
Kurbağada düğün hazırlıkları yapıyordu.
Bunu gören balıklar ona yardım etmek için nilüfer yaprağının sapını ısırarak kopardılar ve kızı kurtardılar.
Parmak kızın annesi sabah olunca kızını evin heryerinde aradı ama bulamadı.
Parmak kız yaprağın üstüne sürüklenerek ilerliyordu. Kurbağalardan çok uzaklara doğru akıp gitti kurbağalar artık onu bulamazdı.
Parmak kızın geçtiği yerlerde onu gören orman hayvanları onun güzelliğinden etkileniyorlardı hepsi nekadar güzel olduğunu söylüyordu.
Gece olmuştu ve parmak kız üstüne yağrağını örterek uyumuştu.
Sabah olduğunda uyandı ve nehir onu şelaleye doğru sürüklüyordu.
Onu gören bir böcek güzel kızı görünce onu kurtardı ve evine doğru götürdü onunla evlenmek istiyordu.
Fakat diğer böcekler onu beğenmediler çünkü onlar kadar ayağı elleri yoktu.
Böcekte bunlardan etkilenerek kızı tekrar alıp ormana bırakıp gitti.
Kış gelmişti hava soğuk ve kar yağıyordu.
Yürüdü yürüdü ve bir ev gördü kapıyı çaldı ve karşısına bir tarla faresi çıktı.
Parmak kız çok acıktığını söyledi ve fare onu eve davet etti.
Evde tahıllar,yiyecekler boldu.
Bayan fare kızın karnını doyurdu ve güzel kızı çok sevdi sonsuza kadar onunla kalmak istedi.
Yarın hafta sonuydu ve farenin köstebek arkadaşı ona misafirliğe gelicekti.
Ve bir süre sonra kapı çaldı ve köstebek geldi.
Zengin köstebek deri montu ve foter şapkasıyla yemek masasına oturdu.
Parmak kızın güzel sesinden etkilend ive ona aşık oldu.
Onunla evlenmek istedi.
Farenin yanına giderek ona birsürü yiyecek teklif etti ve Parmak Kızla evlenmesine yardımcı olmasını söyledi.
Köstebek kabul etti.
Parmak kız onu istemediği için sabah olunca evden kaçtı.
Yolda yaralı bir kuş gördü.
Onun yarasını iyileştirdi.
Serçede bu iyiliğinin karşılığında nezaman istersen bende sana yardım ederim dedi.
O sırada karşıdan köstebek ve fare geliyordu.
Durumu kuşa anlattı ve kuşta onu sırtına alarak ordan kaçırdı.
Parmak kız uçarken fareye herşey için çok teşekkür ederim dedi.
Kuş onu çiçek bahçesine götürdü.
O bahçede güzel kuşlar ve çiçekler vardı parmak kız çok mutlu oldu.
Bu sırada annesini hatırladı ve hüzünlendi.
Bu sırada karşısına çiçek bahçesinin kralı çıkageldi.
Parmak kızı görünce ona aşık oldu ve olunla evlenmek istedi.
Parmak kız karşılaştığı adayları hatırlayınca kurbağa,böcek,köstebek gibi çirkin hayvanlardan sonra bu yakışıklı adamla evlenmek istedi.
Parmak kız teklifi kabul etmişti ama onu annesinin yanına götürüp üçünün bilikte yaşamasını istedi.
Prens, Parmak Kıza gümüş renkli 2 kanat taktı ve ikiside uçarak annesinin evine doğru gitti.
Evine vardıklarında annesi kızını görünce çok sevindi ağladı ve ona sarıldı.
Artık seni sonsuza kadar bırakmıcam dedi.
Üçü sonsuza kadar mutlu bir şekilde yaşamaya devam ettiler.
1 yorum