Tarla Kuşu ve Yavruları Masalı
Hayvanlar aleminin sıra dışı varlıkları olan kuşların yaşam öykülerini anlatırken, insanların yaşamlarıyla kesiştiği noktada bizlere yararlı öğütler veriyor.
Bir zamanlar, buğdayların yeşerdiği bir tarlada yaşayan bir tarla kuşu varmış. Tarla kuşu yuvasını buğday başakları arasına, korunaklı bir şekilde yapmış ve her gün birer yumurta yaparak kuluçkaya yatmış. Günler geceleri kovalamış ve sonunda yavrularını yumurtadan çıkarmayı başarmış tarla kuşu. Yavrular yumurtadan çıkmışlar çıkmasına ama, ne var ki uçmayı henüz öğrenememişler. Tarla kuşu yaklaşan hasat mevsimi nedeniyle oldukça tedirgin oluyor, bir yandan da yavrularının uçmayı bir türlü öğrenemedikleri için üzülüyormuş.
Büyüyen yavruların karınlarını doyurmak için artık daha fazla emek harcayarak daha uzaklara kadar uçuyor, yavrularına yiyecek arıyormuş. Yiyecek aramaya çıkmadan önce de yavrularını sık sık uyarıyormuş. “Aman benim akıllı yavrularım, gözünüzü dört açın. Etraftaki tehlikelere dikkat etmelisiniz. Tarla sahibi de buraya gelirse mutlaka kulak verin. Tüm konuşulanları dinleyin. Ben gelince anlatırsınız. Biz de ona göre kendimize bir yol çizelim” diyerek yuvadan ayrılmış ve yavruları için yiyecek aramaya koyulmuş.
Tarla kuşu yuvadan ayrılır ayrılmaz, tarla sahibi ve oğlu çıkagelmişler. Tarla sahibi oğluna dönerek: “Oğlum buğdaylar olgunlaşmış. Bugün eve dönüp komşulara haber ver. Babam ekinleri biçmek için sizleri yardıma çağırıyor de. Yarın erkenden oraklarını alıp tarlamıza gelsinler, imece usulü tarlamızdaki ekinleri biçelim.” demiş. Tarla kuşu yavruları annelerinin tembihlediği gibi, tarla sahibinin ve oğlunun konuşmalarını pür dikkat dinlemişler.
Yuvasına dönen tarla kuşu yavrularının telaş içinde olmalarından tarla sahibinin geldiğini hemen anlamış. “Söyleyin bakalım, neler duydunuz?” diye sormuş yavrularına. Onlar da çiftçi ile oğlunun tarlaya geldiğini ve ekinleri biçmek için komşularına haber gönderdiklerini, yarın erkenden tarlayı biçeceklerini haber vermişler.
Deneyimli ve bilgili tarla kuşu: “O halde endişe etmemize gerek yok, korkmayın sevgili yavrularım” demiş. “Kendimize yeni bir yuva bulmak için daha vaktimiz var. Ancak ben yuvadan ayrılınca, size tembih ettiğim gibi dinlemeye ve olanları bana anlatmaya devam edin. ”
Yavrular annelerinin söylediği gibi ertesi gün de sabah erkenden kulak kesilmişler, tarla sahibi ile oğlunu beklemeye koyulmuşlar. Tarla sahibi, oğlunu da alarak tarlaya gelip buğdaylara tekrar bakmışlar. “Buğdaylar yeterince olgunlaşmış, artık bekletemeyiz. Mutlaka biçmemiz gerekiyor.”demiş çiftçinin oğlu.
Babası: “Gördün mü oğlum komşularımızın bize yaptığını? Çağırdığımız hiçbir komşumuz bize yardıma gelmedi. Bari akrabalarımıza haber verelim de sabah erkenden burada olsunlar, biçelim şu tarlayı.” diyerek tarladan ayrılmışlar.
Yavrular duyduklarından çok korkmuşlar ve endişe içinde annelerinin yuvaya dönmelerini beklemişler. Anne tarla kuşu yuvaya dönünce duyduklarını bir bir anlatmışlar korkuyla. Tarla kuşu: “Korkmayın yavrularım!” demiş. “Siz rahatınıza bakın. Daha zamanımız var.” diyerek onları sakinleştirmiş.
Ertesi gün, sabahın erken saatlerinde tarla sahibi ve oğlu tekrar görünmüşler tarlada. Beklemişler ama hiçbir akrabalarının onlara yardıma gelmediklerini görünce, çiftçi oğluna dönüp “Biz büyük bir hata yaptık oğlum” demiş. Komşularımıza ve akrabalarımıza güvenmemeliydik. İnsanın dostu da kendisidir, düşmanı da. Önce kendimize güvenmeliydik. Yarın çoluk çocuk evdeki herkes orakları alıp işe girişelim. Ne kadar sürerse sürsün. Bir an önce kendimiz biçmeye başlayalım.” demiş.
Tarla kuşu, yavruları için bulabildiği yiyeceklerle yuvaya gelince haberi almış. “Şimdi iş ciddi.” demiş. Tarla kuşu önde yavruları arkada yuvalarını terk etmişler.
Dostun da, akrabanın da en iyisi yine insanın kendisidir. Önce kendimize güvenmeli ve sorumluluğumuzdaki işleri öncelikle kendimiz yapmalıyız.
Yorum gönder