Tavşan İle Kaplumbağa

tavşan ile kaplumbağa

Bir varmış, bir yokmuş. Kendini çok beğenen bir tavşan varmış. Sürekli, “Ben çok hızlıyım; benden hızlı kimse koşamaz!” diye kendini övüyormuş. Diğer hayvanların yanında hoplayıp zıplayarak, “Ben çok hızlıyım, var mı beni geçecek?” diye hava atıyormuş.

Diğer hayvanlar onu hiç sevmiyormuş ama onunla yarışmaya da çekiniyorlarmış. Bir gün, kaplumbağa bu tavşanın ne kadar kendini beğenmiş biri olduğunu duymuş ve onunla yarış yapmak için haber göndermiş. Tavşan, “Nasıl olur da bana meydan okuyabilir ki? O daha bir adım atmadan ben yarışı bitiririm!” demiş.

Ertesi gün tavşanla kaplumbağa yarış alanına gelmişler. Start verildikten sonra tavşan “Pırrr!” diye hızla koşmaya başlamış, ama kaplumbağa daha ilk adımını yeni atmış. Tavşan o kadar çok fark açmış ki yorulmuş, üstelik hava da çok sıcakmış. “Şu ağacın gölgesinde biraz dinleneyim; nasıl olsa kaplumbağa akşama kadar gelemez,” demiş ve rüyalarla dolu bir uykuya dalmış. Bu arada, kaplumbağa ise emin adımlarla bitiş çizgisine doğru ilerlemeye devam ediyormuş.

Kaplumbağa tam yarışı bitirmek üzereyken, tavşan uyanmış ve havanın karardığını görmüş. “Neyse, artık gidip şu yarışı bitireyim; kaplumbağa ortalıkta yoktur,” demiş. Kafasını bir kaldırmış ki kaplumbağayı bitiş çizgisinin hemen önünde görmüş. Koşarak onu geçmeye çalışmış ama kaplumbağa yarışı bitirmiş bile.

Bu olay tavşana güzel bir ders olmuş. Kaplumbağa, “Kimseyi küçük görmemeyi öğrenmişsindir artık. Çünkü önemli olan hızlı olmak değil, emin adımlarla ilerlemektir,” demiş.

Similar Posts