Tilki ile Kirpi


Tilki ile Kirpi Masalı

Bir zamanlar, bir tilki avını afiyetle yemiş, keyifle ormanda yürümeye başlamış. Önüne bir kirpi çıkmış. Kirpiyi ömrü hayatında ilk defa gören tilki,

– “Sen de kimsin?ismin nedir?” diye sormuş.
Kirpi cevaplamış;
“Ben kirpiyim. Peki, ya sen kimsin?”

– “Ben de tilkiyim. Ormanın en kurnaz hayvanı olarak da bilirler beni. Ya Sen ne arıyorsun burada?”

Kirpi;
– “Ormanda hiç arkadaşım yok. Yalnızlıktan çok sıkıldım, can sıkıntısından dolaşıyorum?”
Tilki;
– “Benim de canım sıkılıyor, yalnızım senin gibi. Seninle ortak duygularımız var, gel beraber gezelim, seninle iyi arkadaş olalım. Beraber avlanırız, yer, içer, eğleniriz.”
Kirpi;
“Peki, kabul.” demiş.
Tilki sormuş;
– “ Av yakalamak için hangi bilgilerin var? Seninle beraber avımızı ortak nasıl yakalayabiliriz?” diye sormuş.
Kirpi;
“Benim tek bilgim var. Senin ne bilgin var?”
Tilki;
“Ben kurnaz bir hayvanım. Dünyada kurnazlıkta üstüme yok. Anlayacağın av için türlü hilelerim var, her yolu bilirim. Çok bilgili biriyimdir.”
Kirpi;
“Maalesef öyle, seninle bu şekilde zor arkadaş oluruz. Çünkü benim bir bilgim varken, senin bilmediğin yok!” demiş.
Tilki;
“Kirpinin övgüleri karşısında böbürlenen tilki, merak edip sormuş; bir bilgi ile nasıl yaşıyorsun?”
Kirpi;
“Ayağını uzat da sana göstereyim.” der.

Tilki ayağını kirpiye uzatınca, kirpi hemencik tilkinin ayağını ısınır ve kapanır. Tilki o acıyla havaya fırlar, sonra bir hışımla kirpinin üzerine atlar ama kirpi dikenlerini kalkan yaptığı için, dikenleri tilkiye batar ve pes edip geri çekilir.

Tilki;

“Bir bilgin ile beni alt ettin. Tebrik ediyorum, gel arkadaş olalım.” demiş.

O günden sonra tilki ile kirpi, iki iyi arkadaş olmuşlar. Beraber avlanıp, beraber yer, içerlermiş. Günlerden bir gün, karınları acıkan bu ikili, gördükleri bir kümese girmeye karar vermişler. Bir kapan kurup, horozları yakalamak istemişler. Tavuklara kapan kurup yakalamaya karar verirler. Kapanı kurarlarken kirpinin ayağı kapana takılır, ne kadar uğraşmışsa da kapandan bir türlü kurtulamamış. Biraz uzağındaki tilkiye seslenir;

– “Tilki kardeş, ayağım kapana kapıldı, ne olur gel beni kurtar.” demiş.

Tilki, kirpinin bağrışlarını, feryadını duyar ama hiç oralı olmaz. Usulca kümese girip, bir horozunu kapar ve dışarı çıkar. Tilkinin bu davranışına öfkelenen kirpi:

“Tilki kardeş, seninle iki iyi arkadaştık, beraber yer, beraber içerdik. Yediğimiz, içtiğimiz ayrı gitmezdi. Böyle kötü ayrılmayalım, bacağını uzat da bir defa öpeyim, öleceksek de dost olarak ölelim.” der.

Kirpinin övgüleriyle böbürlenen tilki, kapanın yanına gider ve ayağını öpmesi için kirpiye uzatır. Kirpi ayağını bir ısırır, hiç bırakmaz. Tilki ne kadar çabalasa da, yalvarsa da kirpi ona güvenmez, ayağını bırakmaz. Sabaha kadar o şekilde kümeste beklerler ikisi de.

Nihayet gün ağarır, kümesin sahibi hayvanlarını dışarı bırakmak için kümesin içine girer, bir de ne görsün; Bir tilki kümesin içinde sere serpe uzanmış. Derhal eve girerek içeriden tüfeğini alıp gelir ve tilkiyi oracıkta vurur. Tilkiyi dışarı sürüklerken, birden fark eder ki, tilki ayağından bir kirpi yakalamış. Derhal kirpiyi kapandan kurtarıp:

“Bütün hayvanlarımı kurtardığın gibi bir de beni kürk sahibi yaptın, ben de seni özgür bırakıyorum.” der. Böylece kirpi özgürlüğüne karışır, tilki de yaptığı ihanetin cezasını canıyla öder.

Yorum gönder